2013-2014 Öğretim Yılı 2. Dönem İçin Velilere Uyarılar

Yorgunlukların bırakıldığı, uykuyla, keyifle, eğlenceyle yeni enerjilerin kazanıldığı bir tatili geride bıraktılar.
Yeni bir dönem, yeni programlar, yeni dostluklar, yeni anılar toplama, yeni serüvenler yaşama sürecidir aynı zamanda.
Tüm öğrenci ve öğretmenlere yeni dönemde özel başarılar, güzel günler dileklerimizle.

Aileler Nelere Dikkat Etmelidir?

Yeni dönemde tatilin verdiği rahatlığın hemen ciddi bir disipline dönüşmeyeceği bilinmelidir.
Etkin iletişim kurmaya özen gösterilmelidir. Bunun için de zaman ayırmalı ve ayaküstü konuşmak yerine oturarak ortak plan ve kararlar oluşturulmalıdır.
Bu konuşmaların içeriği ve planlama her yaş gurubu için değişecektir.

Orta Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik

Genel olarak okul sürecinde ki anne baba desteğinden söz ediyoruz fakat her yaş döneminin farklı özellikler taşıdığı ve ihtiyaçlarının farklı olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, değişiklikler yapıldı. Başarı puanı 45’ti 50 puana yükseltildi. Ders yılı sonunda öğrencinin, herhangi bir dersten başarılı sayılabilmesini sağlayan puanlar yeniden belirlendi.
Ayrıca ortaöğretim kurumlarına devam zorunluluğu getirildi. Artık özürsüz devamsızlık 10 günle sınırlı tutuluyor. Bu değişiklikler hakkında bilgilenmek çocuklarını yeni düzenlemelere uyumu konusunda yönlendirmeleri uygun olacaktır.

SBS ve YGS Kaygı ve Stresi Artırabilir

Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ye girecek öğrenciler ve lise son sınıfta olan ve Yüksek Öğretime Geçiş (YGS) sınavına girecek öğrenciler için farklı yaşlarda olsalar da ergenlik dönemi özellikleri ile birleşen bu sınavlar kaygı ve stres kaynağı olabilecektir. Bu nedenle ek destekler gerekebilmekte dinlenme ve beslenme konularında ailenin bütününü ilgilendiren destekler gerekmektedir.

Çocuğun/Gencin Kişiliği, Aile Dinamiği

Okul süreci ve yaş özellikleri dikkate alınmakla birlikte çocuğun/gencin kendi kişilik özelliği ve her ailenin de kendi dinamikleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Genel olarak dikkat edilecek şeylerin başında toplu yaşam alanı olduğu için okulda hastalıklardan korunmada bireysel tedbirler yeniden çocuğa/gence hatırlatılmalı. Hijyen kurallarına dikkat etmesi konusunda uyarılmalıdır.
Uyku düzeninde okul saatleri ve yeterli uyku konusuna özen göstermesi için yardımcı olunmalı, büyüme, gelişme, uyku etkileşimi hakkında bilgi verilmelidir.
Güne sıfır enerjiyle başlamasına engel olacak bir kahvaltı düzeneği için özen gösterilmelidir.

İşbirliği Yapabilme

Bütün bunlar yapılırken çocuk/gencin bu düzenlemelere kendi düşünce ve uyum potansiyelini katması planlama aşamasına katılması uygulamayı da mümkün kılacaktır.
Ortak değerlendirme ve planlama da işbirliğine dikkat edilmelidir. Anne babasıyla birlikte önündeki süreçte nelere öncelik vermesi gerektiğini, nelere dikkat edeceğini planlamak çocuğa çok şey kazandıracaktır. Bunlardan bazıları;
Kapasitenin artırılması.
Anne babanın o yaşlardayken neler yaptığının öğrenilmesi.
Zorluk veya eksikliklerin giderilmesinde yeni seçeneklerin keşfedilmesi.
Yeni fikirlerin oluşturulması,
Çocuk için; Kendisi ile ilgili yanlışları görüp yeniden programlama şansı olduğunu bilmek kendi hayatını ve hedeflerini kavramasına hatta geliştirmesine örnek olacaktır.

Yakınlaşma ve Engeller

Yeni dönem başlangıcında ilgi ve doğru destek için her çocuğa zaman ayrılmalı sürece uyumuna katkı sağlanmalıdır.
Genellikle sorun varsa olumsuzluk üzerinden bu neden böyle oldu, eksikler nelerdi, nasıl düzeltirsin çerçevesinde çocukla görüşmek eğilimi yaygındır. Diğer türlü; “ Zaten sorun yok, başarılı bizim çocuk” ifadesiyle rahat davranılmaktadır. Oysa her çocuğun desteklenmeye ve iş birliğine ihtiyacı vardır.

Adil ve Gerçekçi Değerlendirme

Değerlendirme yaparken olumluluklar dikkate alınarak başarı takdir edilmelidir. Önceki dönemde gösterdiği olumlu davranışları, akranlarıyla iyi ilişkileri, okul uyumu, disiplinli ve bağımsız olma gibi gelişimsel tutumları altı çizilerek desteklenmelidir.
Karnede olumsuz notlar varsa ailenin kendi desteğinin niteliğini sorgulaması en az çocuğun sürecinin değerlendirilmesi kadar önemlidir. Genellikle de bu iki gidiş birbirine paralel veya yakın etkileşim içindedir. Eksiklikler, aksaklıklar için sadece çocuk sorumlu tutulmamalıdır. Önemli olan toparlanma sürecinin iyi planlanması ve destek verme konusunda tutarlı bir yol izlenmesidir.

Profesyonel Destek

Aile yardımcı ve destekleyici olmakta yetersiz kaldığını düşündüğü durumlarda rahatlıkla profesyonel destek koşullarını araştırabilmelidir. Özellikle Konsantrasyon, verimli ders çalışma, algı gelişimi, sınav kaygı ve anksiyetesi gibi durumlar ergenlik dönemi sorunlarıyla birleşerek çocuk için zorlayıcı olabilir. Gereksiz zaman kaybı ve yorgunluk stres ve kaygı düzeyini de olumsuz etkileyeceğinden profesyonel destek almak konusunda koşul yaratılması önemlidir.
Çocuğun başarısı ile ilgili değerlendirme yaparken planlamada ve program oluşturmada durumunu geliştirebileceğine olan inanç ve güveni yansıtmak önemlidir. Çocuğa eksiklikleri giderebileceğini söylemek, değer verdiğini, önemsediğini hissettirmek rahatlatıcıdır. Kaygı ve gerilimi de azaltacaktır.

İnanmak, Güvenmek

Karnesinde kırık notların olması çocuğu başarısız yapmaz. Aileyi de yetersiz yapmaz.
Çocuğun kişiliğine ya da ailenin bütünlüğüne dair zedeleyici ifadelerden kaçınılmalıdır. Bunun yerine eksikliklerin fark edilip işbirliği yapılacağı bir sürecin ipuçları olarak değerlendirilmelidir. Çocuk/ gencin fark edilmeyen başka sorunları var mıdır? Ailenin yönlendirme, izlediği destek yöntemleri ve ilgilenme yaklaşımları yeterlimidir?
Ailelerin çocuklarıyla iletişiminde temel olan bir olgu var inanmak, güvendiğini ifade etmek. “Senin yapabileceğine inanıyorum bunu da denemeyi düşünür müsün? Yararı olur düşüncesindeyim” gibi eklemeler daha doğru bir yaklaşımdır. “Bunu yaptın mı, şunları unutma” gibi hatırlatmalar talimat niteliğinde olacağından uygulama isteği yerine itiraza, kızgınlığa neden olabilme riski barındırırlar.

Filkulağıyla Dinlemek

Aslında çocuğu dinlemek, kendi başına ebeveynlere ipuçları verecektir. Anne babalar çocuklarını büyük kulakla ve filkulağıyla dinlemelidir. Küçük kulak dinleme; gerçekte dinlemeyip dinliyormuş görünmektir. Kulak asmadan öylesine duymakla eş anlamlıdır. O nedenle tercih edilmemelidir.
Bilinmelidir ki; Çocukları anlamayı onları dinlemek ve duyabilmek sağlar. Zaten bir çocuğun sürekli yarar göreceği rehberleri anne babalarıdır. Çünkü hayatlarının her aşamasında birlikteler. Bu yöntemleri kullanmak, sorularla durumu anlamaya çalışmak, iyi dinlemek anne babaların kolaylıkla yapabilecekleri ve giderek geliştirecekleri tutumlardır.

Her Çocuğun Özel Olduğu Gerçektir.

Başkasının saatlerce çalıştığı konuyu iyi dinleyerek öğreniyor olabilir. İşitsel algısı yüksek olan bir çocuğa; ”Ne çabuk bitirdin yalan söylüyorsun. Dön dersinin başına” yaklaşımı kırıcı olabileceği gibi haksız bir tutum da olacaktır. Çocuğun/gencin kendine has bir algı ve öğrenme hızı bulunduğu bilinmelidir. Burada önemli olan çocuğun algı sisteminin dikkate alınmasıdır. Temsil sistemi olarak hangisini kullanıyor? İşitsel mi, görsel mi, dokunsal mı? Temsil sistemine uygun bir çalışma programı için neler düzeltilerek zaman kazandırılabilir. Dinlenme ve eğlenmeye mutlaka zaman ayrılmalıdır ve bunların süresi zamanı ne olacaktır bunlar
Önemli bir nokta da çocuğa sadece başarılı olursa değer ve sevgi göreceğini düşündürecek yaklaşımlardan kaçınmaktır. Çocuğun öfke, kaygı ve gerilimini artıracağı, öz değerini ve duygularını zedeleyeceği için özellikle dikkate alınmalıdır.
Desteklerken, yol bulmasına yardımcı olunmalı, bulduğu yolların artı eksilerini tartışarak netleştirmesine veya geliştirmesine yardımcı olunmalıdır.

Son Söz

Unutulmamalıdır; başarıya giden yolda en önemli faktör işbirliğidir. Aile içinde bu işbirliği yalnız verimi değil sevgiyi de çoğaltıcıdır.

Share this article!

Speak Your Mind

*

css.php