Kadınların kendilerini sadece nakışlarla, dokumalarla, hareketlerle, eylemlerle, seslerle tanıtmasının yanı sıra, benlikleri, sosyal hayatta yerlerini almaları ve kadın duruşuyla toplumsal olguları etkilemeleri önemlidir. Kadınlarımızın toplumda ön plana çıkması kadın duyarlılığının yansıması demektir. Kadın olarak topluma nasıl daha faydalı olabiliriz yalnızca bir bakış açısıdır ve kadın kimliğine sahip duyarlı kadınlarımız bunu mesleki alanlarında ve sosyal alanda zaten varsayıyorlar. Önemli olan toplumsal alanda kadın bakış açısı ve kadın duyarlılığından yararlanmayı diğer cinsin de hedeflemesidir.
Kadın sorunları ve aile ilişkileri gibi konularda ortak akıl üreterek kadınların sorunlarına ne tür çözümler getirilebileceği sadece kadınlarımızın sorunu değildir. Kurumlar arası işbirliği ile yapıcı ve yön gösterici yollar yöntemler oluşturulması bu toplumda kadının toplumsal yerini yetersiz bulan her aydın ve önder konumda ki devlet ve sivil toplum kuruluşunun katkı koyması gereken ayrıcalıklı bir konudur. Kent Konseyleri kurulmasıyla bu ortak akıl oluşturma konusunda önemli özgün bir örnek oluşturulduğunu ve yerel olarak var olunan bölgedeki sorunlarda kadınlar arası diyaloğun neleri değiştirebildiğini gözlemliyoruz. Benzeri çabaların oluşturulması var olanların da desteklenmesi ayrıca kurumlar arası işbirliği yapılması önemsenmelidir.
Kadına yönelik şiddetin önemli bir sorun olduğu kadınların bilinçlenme ve kendilerini ifade etme konularında zorluklar yaşadıkları bilinen bir durumdur. Bu konunun da sadece kadınların çabasıyla çözümlenemeyeceği bilinmelidir.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin yerel ve genel anlamda kurumlar arası işbirliği içerisinde, uzun vadeye yayılan planlı çalışmalarla yürütülmesi gereklidir. Bu noktada erkeğin şiddet konusunda eğitimi daha temel bir yaklaşım olacaktır. Bu çalışmalarla birlikte Kadınların birbirlerinin ve kendilerinin farkında olması işbirliği yapabilmesi, gelişim ve sosyal bilinçlenme çerçevesinde ortak çabalar oluşturması da son derece önemlidir. İşte bu noktada kadınların bir arada kendilerine dair birçok sorunu tartışabilecekleri ve gelişim odaklı faaliyetlerle bilinçlenme ve dayanışma gösterebilecekleri zeminlerin desteklenmesi de dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Kadın derneklerinin kuruluşunun tarihimizde Kadın gazeteci ve yazarlardan Fatma Aliye Hanım tarafından “ Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti” adı ile başladığını ve bu derneğin, ülkedeki ilk resmi kadın derneklerinden biri olduğunu biliyoruz. Kadınların bilinç ve kültürel açıdan gelişimine katkı koyacak kapsayıcı ortak çalışma alanlarına ihtiyaç olduğu ve bunların yapılandırılması konusunda entelektüel birikimi olan bilinç düzeyi yüksek kadınların öncülüğüne günümüzde de ihtiyaç olduğunun da altını çizmek yararlı olacaktır.
Geçmişte kadın gelişimine ilişkin yapılanma ve etkinliklere dair bilgi alınmasının, deneyim ve gözlemlerden yararlanılmasının yeni oluşumların zeminini güçlendireceği de dikkate alınması gereken bir durumdur.
Bilinmelidir ki; 8 Mart’ın Dünya’da ve Ülkemizde şenliklerle, başarılı, güçlü etkinliklerle kutlanacağı günler ancak kadın varlığının sosyal hayatın her alanına yansıması sonrasında kadın hakları ve toplumsal konumunun geliştirilmesiyle mümkün olacaktır.
Speak Your Mind