Engellilerin de diğer insanlar gibi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecekleri bir hayat sürmek haklarıdır.
Toplumsal hayata adım attıklarında fiziki koşulların iyileştirilmesini, parklarda, sokaklarda yürüyebilmeyi, seyahat edebilmeyi, spor yapabilmeyi, sinemaya, tiyatroya gidebilmeyi en az sağlam insanlar kadar istemektedirler. Bu en insani haklarıdır. Ruhsal ve bedensel olarak yaşamsal zindelik içinde olmaları bunları yapabilmelerine bağlıdır.
Engelliler derken kimleri kast ediyoruz; Engelli kavramına Dünya Sağlık Örgütü(WHO) sakatlık, bir noksanlık sonucu meydana gelen ve öz bakımını yapabilme yeteneğinin kaybedilmesi ve kısıtlanması durumu olarak yaklaşıyor. Psikolojik, anatomik ve fiziksel açıdan tam bütünlüğün fonksiyonel kaybı veya hastalığı olarak ele alıyor. Dünya Çalışma Örgütü (ILO) sosyal yaşama, kalkınmaya tam katılım ve mesleki rehabilitasyon açısından ele alıyor. Birleşmiş Milletler (BM) yaptığı tanımda “Engelli kişiler, çeşitli engellerle karşılıklı etkileşimleri nedeniyle başkaları ile eşit olarak topluma tam ve etkin olarak katılmalarını engelleyebilecek uzun dönemli fiziksel, ruhsal, zihinsel veya duyusal rahatsızlıkları bulunan kişilerdir” diyor. Uluslar arası sözleşmede bu şekilde tanımlanmıştır.
Görüldüğü gibi farklı açılardan yaklaşsalar da uluslar arası örgütler engelli bireylere yönelik temel haklar, koruma, rehabilitasyon konularında tedbirler almaya çalışmaktadır.
3 Aralık Uluslar arası Engelliler Günü
1992 yılında alınan bir kararı BM İnsan Hakları Komisyonu 5 Mart 1993 tarihinde bildiri halinde düzenleyerek üye ülkelerin uygulayacağı bir eşgüdüm programına ulaştırmıştır.
Bu düzenlemeyle“Engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması” amacı ifade edilmiş ve “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” bütün üye ülkelerce paylaşılmıştır.
47 Maddeden oluşan sözleşme Türkiye’de 17 yıl sonra kabul edilmiştir.“Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme”nin onaylanmasına 3.12.2008 tarihinde karar verilmiş ve 27.05.2009 tarihinde gerçekleştirilerek Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Bürokratik düzenlemelerin ardından 28 Ekim 2009 tarihinden sonra da sözleşmede yer alan yükümlülükler yerine getirilmeye çalışılmıştır.
Türkiye’de 8. 5 milyondan fazla engelli olduğu ve bu oranın Avrupa Ülkelerinde ki ortalamanın üstünde olduğu açıklanmıştır.
Günümüzde Türkiye’de engellilere yasalarla sağlanan destek ve hizmetler bulunmakta fakat yetersiz kalmaktadır.
Engelli Hakları; Kişisel bütünlüğün korunması, toplumsal alanda rahatça yer edinebilmeleri, dışlanmamaları ve fiziksel özelliklerine bakılmaksızın tüm insanlarla eşit haklara sahip olmaları hedefiyle yapılan düzenlemeleri kapsamaktadır.
Uluslar arası normlar ve yasal düzenlemelerle korunma altına alınmakta olan bu uygulamaların düzenlenme ve denetimi bakanlıklar düzeyinde yapılsa da uygulamadan yerel yönetimler sorumludur.
Bunlardan bazıları;
Eğitim ve Kültür Hakkı Konusunda; Özel Eğitim kapsamında engellilere ekonomik destek sağlanır. Devlet tiyatroları, opera, bale, sinema gibi yerlerde engellilerden ücret alınmamasını özel kurumlarda da indirim uygulanmasını düzenler.
İletişim Alanında; Özel iletişimde engellilere %50 indirim hakkı bulunmaktadır. Telefon ve internet vergilerinden bu kapsamda indirimli olarak yararlanmaktadırlar.
Çevresel Düzenleme ve mimari erişim; Toplu yaşam alanlarının, yaya yollarının, binaların, asansörlerin ve kaldırımların engellilerin fiziksel durumlarını dikkate alır nitelikte düzenlenmesini kapsamaktadır.
Ulaşım Hakkı; Otobüs, metro, tren, feribot gibi toplu taşıma araçlarında engelli koltuklarının bulundurulmasını ve ucuz ulaşım hakkını düzenler. Şehir içi ulaşım araçlarının bazılarında ise tamamen ücretsizdir.
Engelli İstihdam Uygulaması; Ülkemizde; Özel işletmelerin iş yasası çerçevesinde yüzde 3 kamu işyerlerinin ise yüzde 4 oranında engelli istihdam etmesi yasal zorunluluk olarak belirtilmiştir. Kamu personeli olmaları yolunda desteklenmeleri için yasal düzenlemeler yetersiz olsa da mevcuttur ve geliştirilmeye çalışılmaktadır.
Engellilerin özel araç hakkı; Engellilere kullanımı özel tasarlanmış araçlar alabilmeleri için ek düzenlemeler yapılmış ve vergi indirimi sağlanarak özel araç edinmelerine kolaylık sağlanmıştır.
Bilinçlendirme; Bu kapsamda yalnız engellilerin mesleki, fiziksel, ruhsal rehabilitasyonları değil aynı zamanda engellilere yaklaşım ve bakış açısının geliştirilmesi konularında ailelerin ve toplumun eğitim ve bilinçlendirilmesi çalışmaları hedeflenmiştir.
Bireysel olarak engellilere tutumumuz ne olmalıdır?
• Her şeyden önce samimi bir ilgi. Bir selam vermek, bir gülümseme, bir hazır bulunuşluk. Her birimiz kendi çevresinde gördüğü engelli bireylerle iletişim kurmalı ve yardıma hazır olduğunu uygun bir dille ifade etmelidir.
• Empati kurarak fiziksel ve ruhsal açıdan yaşadıkları sıkıntılar hakkında anlama çabası gösterilmelidir.
• Sosyal hayattaki diğer insanlarla aynı tutarak iletişim kurma ve arkadaşlık ilişkileri geliştirme çabasında olunmalıdır.
• Çevremizde yaşayan engellilere gerekli olan kendi bütünlüğüne saygı ve destektir.
• Toplu taşıma araçlarında engellilere ayrılan yerlerin onların hakkı olduğunu bilerek kullanmamak ve başkalarını uyarmak bunlardan birisidir.
• Engellilere ayrılan araç park yerlerine araç park etmemek.
• Kaldırımları araç ya da eşyalarla işgal etmemek.
• Oyun ve gezi parklarında onların kullanacakları alanlara ve araç- gereçlere özen göstermek,
• Engellilere ayrılmış asansörleri boş nasılsa diye kullanmamak,
• Engellilere ayrılan tuvaletleri meşgul etmemek,
• Bir engelliye ve/veya engelliye bakmakla yükümlü olan komşularımıza, arkadaşlarımıza zaman ayırmak.
• Özenli ve halden anlar bir yaklaşımla iletişim kurmak ve geliştirmek.
Engellilere yardımcı olmak acımak değildir. Onlara saygı göstermek, taleplerini dinlemek, samimiyetle yardım teklif etmek, önemli oranda katkı sağlayacaktır.
Engellilere yaklaşımda farkındalık, bilinçli tutum ve destek sadece toplumsal kurumların değil her birimizin sorumluluğudur.
Speak Your Mind