Yaşam koçluğu;Bir tür rehberliktir. Kendi ilkelerini kullanan ve kendi yöntemleri olan bir rehberlik yöntemi. Öğretmenlerden kaynaklanmakta. Özellikle engelli sporcu çocukları yüreklendirmek, başarabileceklerine inandırmak üzere hayata geçirilmiş bir süreç. ABD’de başladı. Ama ülkemizde henüz yeni yeni gelişmekte ve yararlanılmaktadır.
Dünyada ki tarihi 1959-1960’lara gitmekte. Biz de ise biraz daha geç 90’larda tanıştık. Yeni bir süreç sayılır. Üniversitelerde incelenmesi ve paylaşılması, uluslararası işbirliği içerisinde bize geçti. Kişisel gelişim olgusu taşımış ve kişisel gelişim çerçevesinde en çok yararlanılan yöntemleri barındırır.
Öğrencilere rehberlik, ailelere rehberlik, kurumlara rehberlik. Yaşam Koçluğu var olan potansiyelin açığa çıkarılıp yararlı bir şekilde kullanılarak sorunların giderilmesini sağlar. Planlama ve programlama teknikleri üzerinden. Odaklanma, motivasyon ve yeni adımlar deneme sürecinin desteklenmesidir..
İnsanların yaşam akışı içerisinde bocaladığı noktada bir profesyonel desteğe, bakışa; kendi bunaldıkları noktanın açıklanmasına ya da yeni bakış açıları kazanmaya ihtiyacı var. Şimdi yaşam koçluğuna daha fazla ihtiyacımız var. Eskiden geleneksel Türk aile yapımız karşılıyordu. Mahallemiz karşılıyordu. Çocuklar sokakta oynarken ya da düştüklerinde veya kavga ettiğinde mahalledeki bir yenge , hala, dede, ağabey gibi bir yetişkin onları “Kavga etmeyin” şeklinde uyarıyordu. Yapılması gerekeni söylüyordu. Ya şimdi? Kimse kimseyi umursamıyor. Büyüklere “Sana ne!” deniyor. Manevi değerlerde sarsıntı var. Çekirdek ailelerdeki aile ilişkilerinde insanların birbirine tutumu ve çocukların desteklenen sosyal gelişimini ve iletişimini zorlayıcı nitelikte.
Aslında bu durum evrensel bir olgu. Diğer ülkelerde de böyle. Daha çekirdek aileler, daha kalıplar, zamanın yetmemesi. Teknolojinin hızı nedeniyle çok yönlü olabilmek birbirine olanı özenin ve zamanın kısıtlanması gibi nedenleri bulunmaktadır.
Danışanların ihtiyaç duyduğu süre konuya bağlıdır. Bir seansla da çözüm bulması olanaklıdır.. Herhangi bir konuda kargaşa yaşıyordur. Kullandığımız tekniklerle ve sorularla ne yapacağını o anda da bulabilir.
Terapi farklıdır. Daha uzun süren seanslar gerektirebilmektedir.Terapi geçmişi de, gelecek kaygılarını da alır. Ama yaşam koçluğu o anda ne yapması gerektiği gibi belli çerçeveyle sınırlıdır.
Koçluk yaklaşımında genel olarak bireysel koçluk, yönetici koçluğu, kurumsal koçluk çerçevesi bulunmaktadır.
Her üçünde de “insan” var. İnsan temelli ilişkilerden söz ediyoruz. Etkin iletişimden söz ediyoruz… Ailede de bireyde de gereklidir. Bireyde kendi iç dünyasıyla iletişiminde gereklidir. Kurumlarda ise işveren ya da iş arkadaşlarıyla gereklidir. Bireysel çalışmalar ve grup eğitimleri biçiminde yapılabilir.. Yaşantı gruplarının psikoterapi niteliği ile yapılmasına karşın yaşam koçluğunda guruplar konu odaklıdır.
Psikoterapi; Ruh sağlığı onarımı demektir. Yaşam koçluğu çerçevesinde insanlarla tıkanmalarını ve zorlantılarını uzun seanslarla çalışmak gerekmiyor. Konu odaklı 45 dakikalık 4 ila 8 arası çalışma yeterli olabilmektedir. Danışan hangi konuda rehberlik alıyorsa o konuda kendi potansiyelini kullanmayı, odaklanmayı konsantre olarak yaşadığı sorunun üstesinden gelmeyi planlayarak ayrılıyor. Psikoterapide ailenin tutumu, onun geçmiş yaşantıları, geleceğe ilişkin kaygıları ve hatta rüyaları çalışılıyor.
Yaşam koçluğu veya terapi birbirine karıştırılmamalıdır.
Her birinin ayrı önemi var. Yaşam koçluğu ile “Ben ne yapacağımı bilmiyorum” diyen birine bir veya iki seans çalışmayla yön bulmasına yardımcı olunur. Psikoterapi de yıllardır bunalmış, sorununu aşamamış, yaşamakta olduğu travmanın etkisinden kurtulamamış birine yardımcı olunur. Yeni bakış açılarıyla hayata yeniden devam etmesi mümkün olur. Farklı kulvarlardır ve teknik olarak da eğitim süreci olarak da farklılıklar barındırır.
Bir anlamda ruhsal sağaltımına ilişkin farkındalık ve eğitim sağlamaktır. Doktor tarafından yapılan psikiyatrik tedaviye davranışsal ve ruhsal olarak ta yarar sağlayıcı özelliktedir. Çünkü ilaç tedavisi süren, psikolojik tedavi gören danışanlar ilaçların yanı sıra terapi alabilmektedirler. Bu iyileşme sürecinin daha rahat, kontrollü ve kısa olmasını destekleyici niteliktedir. Danışanın Hekimi ile işbirliği içerisinde davranışçı tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. İlaçlarını bırakmışsa yeniden başlaması, kontrolü ve tedavisini sürdürmesi doğru yoldur ve desteklenmektedir.
An’da olmak an’ı yaşamak kavramlarına da özen gösterilmelidir. İşyerinde, ailede sükûnet, geçmişiyle yaşamamak ve şimdiki zamanla mutlu olmak aslında duygu ve düşüncelerde dengeli olmak açısından önemlidir.
Başka bir deyişle; kendi yaşam akışına hâkim olmak. Geçmişindeki hatalarını da kabul ederek bugünü keyifle geçirmek. Geçmişe bakarken bugünü kaçırmamak. Gelecek kaygılarıyla bugünü yok etmemek. Terapötik süreçte birey ve bazen ailenin birkaç üyesi veya bütünü bu konulara dair perspektif ediniyor.
Gerek yaşam koçluğu gerekse psikoterapi seanslarına her cinsiyetten ve yaştan insan katılabilmektedir. Farklı kişilik yapılarından kaynaklanan sorunlar, aile içi iletişim, sosyal ilişkilerde uyum/uyumsuzluk gibi konular ele alınabilmektedir. Eşler gelebiliyor. Bazen de çocuk ve baba çatışma odaklı çalışma talep edebiliyor. Çatışma kimler arasındaysa onlarla bir arada çalışmak süreci kısaltıyor. Birinin olmaması halinde empati süreci daha zorlanılarak elde ediliyor. Cinsiyet genel olarak budur denilemediği gibi özellikle bu yaş aralığı da denilememektedir. Konu ve sorun odaklı çalışmalar her yaş grubuyla yaş dönemi özellikleri dikkate alınarak çalışılabiliyor.
Speak Your Mind