Emeklilik Sürecinde Uyum ve Yaşama Sevinci

Ege Kişisel Gelişim

Çanakkale ÇYDD Emekli Üyeleriyle Grup Çalışması

Emeklilik Tanımı Uyum ve Yaşama Sevinci

Emeklilik iş hayatının sonu olsa da yeni bir dönemin başlangıcıdır aslında.
Emeklilik durumunun algılanışı kişilerin emeklilik süresine uyumunda belirleyici olmaktadır. İnsanın iş hayatına bakışına ve kişisel hedeflerine yönelik planlamasına bağlı olarak boşluğa sürükleyen ya da keyifle yaşanan bir dönem olmaktadır.

Emeklilik zamanını kişilerin kendi koşullarına ve hedeflerine göre belirlemeleri ve planlamaları önceki hazırlıkları barındırır. Emekli olunduğunda da bu plan ve hedeflerle ilgileneceği için uyum süreci daha sağlıklı geçirilecektir.

Emekli olduğunda tecrübelerini, donanımlarını kullanacağı yeni kişisel bir iş kurmak da planlanmış olabilir elbette. Emeklilik öncesi ailesi ile bu planları paylaşmak sonraki süreçte süprizleri ve karışıklığı önleyici olacaktır.

Emeklilik sonrası kişisel hedefler konması önemlidir. Çalışırken zaman ayrılamayan istekler, uğraşlar, geziler, bütçe dahilinde yapılacak aktiviteler, gönüllü kuruluşlarda topluma yönelik çalışmalar önemlidir.

Emeklilik süreci aslında kişisel değil toplumsal bir durumdur. Üstelik farklı emekli statüleri olan bir ülkede yaşıyoruz. Malülen emekliler, yeni bir işle çalışma hayatına devam eden emekliler, emekliye ayrılması gerekirken ekonomik nedenlerle çalışmayı sürdürenler bulunmaktadır.

Emeklilik yaşamının yeni bir çalışma hayatıyla sürdüğü durumlarda yani çalışan emekliler ekonomik yetersizlik ya da istediği işi yapma arzusu ile çalışmaya devam ediyorsa biraz daha farklıdır. Çalışma yaşamının içinde olmak toplumsal açıdan da benlik saygısı açısından da verimlilik olarak algılanmaktadır. Fakat bu durumdaki emekli bireylerin iş koşullarının ağır olmaması, dinlenme sürelerinin uzun olması son derece önemlidir.

Emeklilik döneminde yaşanabilen olumsuzluklar nelerdir?

Emekli kişi bu süreci “artık işe yaramıyorum” diye tanımlarsa duygusal, davranışsal ve bilişsel açıdan sıkıntılar yaşamaktadır. Oysa bu süreci “artık kendime kalma, istediklerimi gerçekleştirme zamanı” diye tanımlıyorsa daha sağlıklı bir yaklaşımla yeni dönemini sürdürecektir.

Duygusal açıdan; Emeklilik planlaması ve hazırlık yapılmamışsa endişe, hayal kırıklığı, yalnızlık kaygısı, öfke duyguları uyandırabilir.

Davranışsal açıdan; Uyku problemleri, yeme bozuklukları, gergin ve tepkili tutum, alkol kullanımı gibi sorunlara neden olabilir.

Bilişsel açıdan; Kararsızlık, güvensizlik, odaklanma güçlüğü, İnkâr, isteksizlik gibi tutumlarla karşılaşılabilir.

Sosyal açıdan; Yazık ki toplumumuzda emeklilik sürecine yönelik uyum ve deneyimlerin paylaşılabileceği kurumsal ya da özel programlar bulunmamaktadır. Çalışma yaşamındaki birikim, deneyim ve üretkenliğin de aktif olarak sosyal yaşama dönmesi konusunda kurumlar arası işbirliği bulunmamaktadır. Her emekli olan bireye veda düzenlenmesi bile kişisel ilişkilere, arkadaş gruplarına bağlı olarak sürdürülmektedir.

Emekliliğe Uyumu Zorlaştıran Kişisel Faktörler Nelerdir?

Sosyal ağın değişmesi; Boşluk duygusu ve yaşlılık takıntısı veya özellikle işini hayatının anlamı, güç unsuru ve sosyal ağı olarak kullanan emekliler için önemli bir risktir. Bunlar emeklilik yaşamına uyumu zorlaştırdığı gibi yaşama coşkusunu da etkileyecek hatta depresyona neden olacak noktalardır.

Bakış açısı; Emekliliğin yaşlılığa geçiş gibi algılanması da önemli bir faktördür. Emeklilik aktif çalışma hayatının sonlandığı yeni bir dönem başlangıcıdır. Bazıları için istediği bir işi kurmak ve ya kısa süreli ek bir iş yapmak, bazıları için ise hayal ettiği ertelediği uğraşlarına zaman ayırmaktır.

Aile yaklaşımı; Ailenin diğer bireylerinin emeklinin yaptığı bazı planlara tepkisi uyumu zorlaştırıcı olabilmektedir. Emekli olan kişinin seçimlerine saygı duyulması, anlayışla yaklaşılması, empati kurarak duygularını anlama çabaları önemlidir.

Ruhsal gerilim; Emeklilikte görülen enerji azlığı, uykusuzluk, sinirlilik, alınganlık içe kapanma ve mutsuzluk gibi belirtiler depresyon gibi önemli bir psikiyatrik bozukluğun belirtisi olabilecektir.
Bu gibi durumların fark edilmesi ve tedavi edilmesi intihar riski açısından da önemlidir.

Toplumsal Açıdan Neler Yapılmalıdır?

Emeklilik sonrası sorunlar bireysel olarak çaba gösterilse de toplumsal açıdan desteklenmesi gereken bir durumdur. Devletin, meslek örgütlerinin, sendikaların bu konuda emekliliğe uyum çalışmaları düzenlemeleri değerli bir katkı olacaktır.

Kaygı yoğunluğu, depresyon, panik atak gibi durumların gelişmesi söz konusuysa psikiyatrik destek alınmalıdır. Bu dönemde yaşanan depresyon ve ruhsal sorunlar Alzheimer gibi tıbbi hastalıkların oluşmasına zemin hazırlayıcı olacağından önemsenmelidir.

Belediyelerin düzenleyeceği özel gezi ve etkinlikler, hobi bahçeleri, paylaşım grupları da yararlı olacaktır.

Bireysel Olarak Neler Yapılmalıdır?

Yalnız olumsuz süreçler değil olumlu süreçler de hayatımızda alışık olmadığımız gerilime neden olabilir.

Kendine zaman tanımak, keyif alacağı ve aldığı etkinliklere yönelik çaba göstermek yarar sağlayıcıdır.

  • Kendi kültürüne uygun isteklerine zaman ayırmak, dini ziyaretler, arkadaş akraba ilişkilerine zaman ayırmak önemlidir.

  • Toprağa, denize özlemin giderilmesi, yeni bilgilere, gezilere açık olunması rahatlatıcıdır.

  • “Keşke” diye başlayan her düşüncenin karşısına “iyi ki” diye başlayan düşünceleri bulup çoğaltmak değerlidir.

  • Yaşama sevincini çoğaltacak her duruma istekli olmak.

  • Sabah uyandığında müzik ve yürüyüş gibi önceden mümkün olmayan düzenlemeler eklemek.

  • Sosyal yaşam içinde etkinliklerine katılacağı gruplarla buluşmak.

  • Kitap okumak ve zihinsel egzersiz olması açısından bulmacalar çözmek.

  • Güzel sanatlar, folklorik etkinlikler, yazınsal edebiyat gibi etkinliklere katılmak.
    Zaman ayıramadığı dostlarını arayıp görüşmek.

  • Özenli yemeklerle özenli sofralar kurarak aile ve arkadaşlarıyla hoş zaman geçirmek.

  • Beslenme ve su tüketimine dikkat etmek. Su birçok anlamda vücuda yararlıdır ve koruyucudur.

  • Dinlenme sürelerine özen göstermek, çok yorulmaktan kaçınmak değil yorulduğu oranda dinlenmek.

  • Doğanın içinde olacağı koşullar yaratmak, parklara, bahçelere gitmek. Güneşten yararlanmak.

  • “Yaşamın içinde olmak” gibi gelişim guruplarına katılmak.

  • Sağlık sorunları ve yas gibi sorunları ile ilgili profesyonel tıbbi ve psikolojik destekler almak.

  • Yakınları ile ilgili birliktelikler kadar kendisi ile iletişimi de önemsemek.

Not: “Yaşama Sevinci” konusunda 24.05.2014 tarihinde Çanakkale Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yetişkin üyeleri ile seminer ve grup çalışması gerçekleştirilmiştir. www.canakkalecydd.com sitesinde konuya ilişkin yazı ve fotoğraflar yer almaktadır.

Ayrıca bu yazının bazı bölümleri, 29.05. 2014 tarihli Büyük Torbalı Gazetesinde ilgili konuda uzman görüşü çerçevesinde yayınlanmıştır.

Share this article!

Speak Your Mind

*

css.php