Kanser hastası çocuklardan etkilenen sınıf öğretmeni Fatma Kılıç, emekli olduktan sonra Bülent Ecevit Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Onkolojisi Bölümü’nde tedavi gören çocuklara gönüllü öğretmenlik yapmaya başladı. Duygularını “Bu çocuklar okul yolunu, lunapark yolunu öğrenmeden hastane yolunu öğrenmiş. Ben, bu çocukların bundan kurtulması ve yaşaması için onların kötü gün dostuyum” sözleriyle anlatan Kılıç, haftanın 2-3 gününü hastanede çocuklarla geçiriyor.
Yaklaşık 2 yıldır kanser hastası çocuklar için çalışma yapan Kılıç, lösemiye yakalanıp hastalığı yenen bir öğrencisinden ve eniştesinin olumlu geçen tedavisi sırasında hastanedeki çocuklardan etkilenerek böyle bir karar verdiğini belirtti. Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazmiye Yüksek ile görüşüp, hastane yönetiminden de gerekli izinler alındıktan sonra tedavi gören kanserli çocuklara gönüllü öğretmenlik yapmaya başlamış.
Çocukların hastanede 2-3 ay gibi uzun süre kaldıklarını, tedavilerin de çok yorucu, yıpratıcı ve can yakıcı geçtiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Nazmiye Yüksek; “ Bu durumda ailelerin ilgisinin yeterli olamayabilir. Bu yüzden Fatma öğretmen gibi gönüllülerin desteği çok önemli” dedi. Hasta çocukların arkadaşlarından, çevrelerinden, okullarından kopmuş olduklarına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Yüksek; “Onlara dışarıdan gelen her tür farklı ilgi çok iyi geliyor. Fatma Hanım, öğretmen olmasının da getirdiği bir artıyla çocuklarımıza hem oynayarak hem ihtiyacı olana eğitim vererek ilgi gösteriyor, faaliyetler yapıyor. Bu da çocuklarda moral açısından çok büyük destek sağlıyor. Bu moral tedavilerine de olumlu yansıyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Fatma Öğretmen, haftanın 2-3 gününü şu anda yaşları 4 ile 15 arasında değişen 8 çocuğun tedavi gördüğü Onkoloji Bölümü’nde geçiriyor. Sağlık durumlarına göre çocuklarla odalarında veya oyun odasında vakit geçiren Kılıç, yaş gruplarına ve seviyelerine göre eğitim veriyor. Oyun, kitap okuma, sohbet gibi çeşitli faaliyetler de yapıyor. Kılıç, 2 yıldır gönüllü öğretmenlik yaptığı çocukların en yakın arkadaşı ve en güçlü moral kaynağı oldu.
Çocukların yanında aileleriyle de paylaşımlarda bulunduğunu anlatan Kılıç, şöyle konuştu:”Bu tür rahatsızlıklar hasta olanın değil, onun çevresindeki yakınlarının da desteği ile başarıya ulaşabilen hastalıklar. Moral çok önemli. Doktorların verdiği tedaviyi aynen uygulama, direnme ve moral. Bunları birleştirdiğinizde başarıya ulaşıyorsunuz. Buradaki çocuklar da oyun oynayamayan, denizi uzaktan seyretmek zorunda kalan, kar yağdığında kartopu oynayamayan çocuklar. Bu çocuklar hayatı öğrenmeden, okul yolunu, lunapark yolunu öğrenmeden hastane yolunu öğrenmiş çocuklar. Bu çocukların bundan kurtulması ve yaşaması için ben onların ‘kötü gün’ dostuyum. Herkes iyi günde çocukların yanında, onları seviyor. Bu tür hastalıklarda başlangıçta herkes kişinin yanında oluyor. Ama sonra insanlar yavaş yavaş azalıyor. İşte bu noktada hem ailelerin hem de çocukların farklı insanlardan destek almaya moral açısından ihtiyaçları var. Arada buraya gelmek, onlarla paylaşımda bulunmaktan hem ben hem de onlar derin bir haz alıyoruz.”
‘Kötü Gün Dostu’ Öğretmen
15 Aralık 2012 Yorum yapın
Tweet |
Speak Your Mind