Çocuk ve Oyun

Okul açılınca çocuklardan tek şey beklenir okula ilgi ve ders çalışma disiplini. Elbette bunlar çok gereklidir fakat bir çocuk için bunları da kolaylaştıran vazgeçilmez bir kavram var. Oyun.

Oyun içten gelen ve çaba gerektiren uğraşlar bütünüdür. Herhangi bir çocuk kendi oyununu kurduğunda ya da akranlarıyla oyunu paylaştığında yaşadığı dünyayı, kendi coşkusunu ve insan ilişkilerini yansıtır. Bu nedenledir ki duygusal zorluklar, tıkanmalar yaşayan ve ya uyum sorunları gösteren davranış ve psikosomatik sorunları olan çocuklar özel oyunlarla onarılır. Sorunlarını aşması için çocuğa doğal ortamı içinde uyum aracılığıyla kendini ifade etme, dışa vurum ve gerçeklik değerlendirmesi sağlaması hedefi ile ruh sağlığı çerçevesinde oyun terapisi uygulanır.

Oyun gerçekte bir çocuğun enerjisini olumlu alanlara yönlendirmesi için bir araçtır. Aynı zamanda akranlarıyla ilişkiler kurmasını ve bedensel, zihinsel gelişmesini sağlayan yaşama hazırlayıcı nitelik taşır.

Bilgisayar oyunlarıyla çokça zaman geçiren bir çocuğun bedensel, ruhsal ve iletişim yeteneklerinin gelişmesi beklenemez. Çünkü sosyal bir ağ içinde bulunmamakta manyetik bir alanda yönlendirilmekte ve kendi yaratıcılığını tamamlayacak sosyal ilişkiler kuramamaktadır.

Algı ve refleks gelişimi açısından bilgisayar oyunları yarar sağlayıcı nitelikte olsa da ebeveyn denetimi ve bilgisayar başında harcanan zamanın sınırları önemlidir.
Alan oyunlarıyla karşılaştırmak gerekirse, bir köşe kapmaca, yağ satarım bal satarım, yakar top ya da yedi kiremit gibi oyunlarda çocukların birbirleriyle yarışında, kazanımları gelişimleri açısından son derece önemlidir.

Çocuğun oyunla kazanımlarından birkaç örnek;
*Başarıya ve yenilgiye yönelik içsel tutum geliştirme,
*Karşı takımla mücadele de iş birliği ve ekip ruhu geliştirme,
*Yetersiz olana öğretme çabası,
*Bilmediğini söyleme ve öğrenme talebi,
*Keyifle zaman geçirip açık hava da koşup oynayarak bedensel güç elde etme
*Oyun kurmak üzere buluşurken selamlaşmalarla iletişim becerisi,
*Oyun sonrası vedalaşmalarla iyi dileklerin paylaşımı,
*Dışarıda kalana çağrı gibi akran ilişkileriyle iletişim yeteneklerini geliştirmeleri de önemlidir.
Ayrıca çocuklar oyunla, gelecekte anlatacakları anılar biriktirir, birbirleriyle ortak geçmişe ait olma duygusuyla manevi güç elde ederler.
Başka bir açıdan bakacak olursak; çocuk oyun aracılığı ile iletişim kurmayı, sosyalleşmeyi, yenme ve yenilgiyi, tanımayı yaratıcılığını kullanarak kazanmayı öğrenir.

Oyun, sadece çocukların kendi akranlarıyla paylaşacağı bir olgu değildir.
Büyüklerle çocuklar arasında da bir bağdır oyun, hangimiz bir yılbaşı tombalasında “çinko” bağırışlarını gülümsemeden hatırlarız ki? Ya da bir el içinde el vurmaca oynarken büyüklerin bize gösterdiği mahsus kaçamamayı ve eline vurduk diye yalancıktan hayıflanmasını.

Çocuk için okul dönemlerinde süresi sınırlanabilir oyunun ama asla yasaklanmamalıdır hatta teşvik edilmesi bile gereklidir. Hava kötüyse bile korunaklı giyinmesine, süre sınırına özen gösterilmeli ama engellenmemelidir.

Çocuk oyunla bütündür ve oyunla büyür. Hatta büyükler de eğlenceli oyunlar oynamaktan vaz geçmemeli çocuklara katılarak birlikte oynamaya zaman ayırmalıdır.
Birlikte eğlenmek birlikte başka şeyleri paylaşmayı da kolaylaştırıcıdır.

Share this article!

Speak Your Mind

*

css.php