Ergenlikte Okul Güçlüğü ve Uyum


Ergenler için okul yalnız öğretim kurumu olarak nitelendirilemez. Okulun bu dönemde verdiği öğretimle sınırlı tutulması, ergenlerin tümüyle gelişimine temel olan bir yapı için önemli bir yüzeysel yaklaşım anlamını taşıyacaktır. Bu dönemde okul öğretim işlevinden çok, yaşama hazırlık konusunda denemelerin yapıldığı bir sosyal yaşam alanı olarak görülmelidir. Okul yolunda karşılaşılan akranlarla selamlaşma, öğretmenin fiziksel görünüşü, tutum ve davranışı, yöneticilerin sorunlar karşısındaki soğukkanlı ya da tedirgin tutumları, her biri ergen için önemlidir. Sosyal hayatın içinde yer alarak özenle gözlenmektedir. Başkalarını gözleme kendi tutum ve davranışlarını karşılaştırma olanağı sağlaması bakımından da eğiticidir. Ergen ve gencin bu dönemde ahlaki kişiliği, arkadaşlarıyla ilişkileri, okulun düzenine, kurallarına uyma ya da uy(a)mama tutumları gelişir.  Bütün ergenler için denemeler yaparak sonuçlarını kendilerinin görecekleri tutumlar, duyduklarından çok daha öğretici ve ikna edicidir.
Bu dönemde okul başarısı aileler açısından en çok önemsenen konu olmasına karşın ergen açısından öncelikli olmaktan uzaktır. Üstelik ebeveynler için çocuklarının zeki ve başarılı olması övünecekleri en önemli konuyken ergen öğrenci için durum öyle değildir.
Çünkü gerçekte de okul başarısı sadece zihinsel yeteneklerinin sonucu görülen bir durum değildir. Okul başarısı ve ergenlik süreci arasında ki ilişkiler açısından yapılan araştırmalar da görülmüştür ki; Okul sürecinde başarısız olan çocukların çoğunluğunda zeka düzeyi normal ya da üstün olarak saptanmıştır.
Ayrıca yapılan araştırmalar göstermiştir ki; okul başarısızlığının nedeni bu dönemde aile ya da okuldaki sosyal ilişkilerdeki sorunlar, uyumsuzluklardır. Başka bir ifadeyle yeteneksizliğe ya da zeka düzeyine bağlı olmayan zihin dışı etkenlerdir.
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; 100 öğrenciden 35’i ergenlik dönemi özellikleri ile birlesen bu dönemde okul güçlüğü ve uyum sorunları yaşamaktadırlar.  Üstün yetenekli öğrencilerin de bu dönemde %30’u okul başarısında sorun ve uyum güçlüğü göstermişlerdir.

Bu dönemde sorun yaşayan erkek çocukların kızlardan daha fazla orana sahip olmaları da konunun cinsiyet açısından ayrıca ele alınması gerektiğini gösterir niteliktedir. Araştırmalara göre uyum güçlükleri erkek çocuklarda 11-14 arası yaşlarda, kız çocuklarda ise 14-18 arası yaşlarda daha belirgindir.
Bu dönemde başarı ya da başarısızlık tanımlamaları doğru olmayacağından ergenlik dönemi özelliklerinin de göz önünde bulundurulacağı tanımlamalar daha anlamlı olacaktır. Uyum güçlüğü ve okul güçlüğü gibi ifadeler eğitim ve öğrenci-ebeveyn koçluğu açısından uygun görülmektedir.  Bu güçlüklerin az ya da çok olması ergenlik dönemsel özellikleri, aile ilişkileri ve okul rehberlik yaklaşımları göz önünde bulundurularak bütünsel olarak irdelenmelidir.  Ergenler için öğretmenleri tutum ve yaklaşım modeli olmaları bakımından son derece önemlidir. Kişisel gelişimlerinde model arayışları sırasında en çok etkilendikleri yetişkin olmaları bakımından da ergenlerde ki gelişimi etkileyicidirler. Ergen yada gençler kendileriyle, öğretmenleri arasında nesnel bir bağın kurulmasına önem verirler. Öğretmen tarafından anlaşılma ve tanınma gereksinmesi, sadece bir yetişkin tarafından basit bir değerlendirme değil ihtiyaçtır.
Bu dönemde yaşanan güçlüklerin çevre koşullarına ve değişen bedensel özelliklere uyum ile de ilişkilendirilmesi güçlük yaşayan ergeni anlamak ve destek olmak açısından önemlidir. Ergenlik döneminde yaşanan ergenliğe özgü kaygı ve güvesizliklerin de uyum sürecini ve güçlüklerle başa çıkmayı hatta stres yönetimini etkileyeceği bilinmelidir. Ayrıca okul da uyum sorunu yaşayan ergenlerin kişilik özelliklerinin son derece önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü kişisel gelişimlerinde yapı taşı niteliğindedir. Ergen’in aile değerleri ve kültürel yaklaşımları açısından da incelenmesi bütün sosyal ağının gözlemlenmesi açısından değerli bilgiler edinilmesini sağlayacaktır. Kuşak çatışması diye tanımlanan kültürel algı değişiklikleri geniş biçimde ele alınması gereken bir konu olmakla birlikte ergen ve gencin uyum sorunları çerçevesinde en çok etkilendiği ve karşı duruş gösterdiği bir nokta olması bakımından dikkate alınmalıdır. Ergenle ebeveynleri arasındaki kültürel farklılıkların ergenin uyumu konusunda alacağı desteği önemli ölçüde etkileyeceği unutulmamalıdır.
Okul başarısının azalması, yetenekli olduğu konularda bocalaması, uyum sorunları yaşaması ergen öğrenci için de ebeveyni için de kolay bir durum değildir.
Bu gelişimsel dönemde ergen için en önemli desteğin çok yönlü olması gerektiği ortadadır. Başkalarınca tanınma ve anlaşılma ihtiyacı basit bir önemsenme isteği değil, daha çok tanınarak, dikkate alınarak ve anlaşılarak kendini tanıma, anlama ve kabul etme isteğidir. Bu gelişim döneminde gerek okul rehberliği gerek psikodramatik yaklaşımlar, gerek öğrenci- ebeveyn koçluğu yaklaşımları destekleyici olacaktır.
Okul güçlüğü, ergenin geniş ölçüde kolektif desteklerinden yararlanarak, ikna olmasıyla düzene girecek ve gelişecektir. Okul güçlüğü ve uyum ergen için kendini bulması, anlaması ve uyum sağlaması psikolojik açıdan ise kişisel gelişimine katkı sağlanması demek olacaktır.

 

Share this article!

Speak Your Mind

*

css.php